Bilgisayar başında harcanan saatler, bir tıkla milyon tık arasında bozulan gözler ve ağrıyan bilekler, oyun çılgınlığına en ağırdan tutulmalar ve etrafınızda görebileceğiniz her nesne ile interaksiyona girme yeteneği olan yüzlerceleri.
Dünya, insanlarla sosyal bir iletişime girmek yerine makineleri ve nesneleri tercih eden ve bunu obsesiflik boyutuna getirenlere nerd ya da geek diyor. Hani şu kimi zaman kendilerine bakmaya vakit bulamadıkları için çirkin zannedilenler, kocaman gözlüklerinin ardında saatlerce bir işe konstre olmayı becerenler, robot yapmayı kendine amaç edinenler var ya; dünya onların vaktinin artık geldiğine inanıyor. Dolayısıyla yıllardır evlerinden çıkmayan nerd’ler için yeni eğlence metodları ve iletişim platformları kuruluyor. Başka gezegene ait olduklarına dair söylentiler ise, izole eğlence anlayışları ve kendilerine ait dilleri ile daha inandırıcı geliyor.
ARPANET KILLED THE SOCIAL LIFE
Yıllar öncesinde, henüz yazı ve kitaplar ile bilginin aktarıldığı dönemlerde, nerd olmak; kitapların içindeki bilgileri kendi zihinlerine aktarıp bunları obsesifçe depoloyanlar için uydurulmuş bir tanımdı. Şimdi ise, bilginin online dolaşabilirliği sayesinde, evlerine kapanan onlarca insan, bilgi biriktirmenin ötesinde bunları paylaşarak online uygulamalara dökebiliyorlar. Zihninizde dolanan herhangi bir fikir, bilgi makinelerimiz sayesinde diğerlerine aktarılıyor, eklemleniyor ve gerçekleniyor. Dolayısıyla her geçen gün, bu bilgi avcılarının sözlükleri yenileniyor, kendi kapalı komuniteleri büyüyor ve dışarı açılmak için hazırlıkları neredeyse tamamlanıyor.
Sosyal kültür, insanların bir aradalığını ve küçük grupların oluşumunu fazlasıyla belirler. Bu sosyal kültürü oluşturanların başında dil, sınıf, eğitim gibi önceliklerin yanısıra, hayatınız boyunca ilgilenedurduğunuz ve kültürün tanımı bağlamında yapıp ettiğiniz herşey sizin diğer insanlarla iletişim boyutunuzu belirler. Eğer bütün bir gününüzü bilgisayar ekranı başında geçiriyorsanız; diğer insanlarla da, makine ile kurduğunuz bu mistik ilişkiye benzer bir iletişim aramakta haklısınızdır. Oyunlar, bilim dünyası, teknolojik gelişmeler, dünyayı ileriye taşıyacağına inandığınız onca yenilik arasında dolaşımlarınız, karbon yaşam formları ile bilgi transferlerinizi de bu çerçeveye oturtur. Böylece ortaya çıkan küçük gruplar, paylaşımlarını da bu sosyo-kültürel alanda oluştururlar. IP, ISDN, DNA, UNIX ve daha yüzlerce simge aklınızda dolanırken, bunları paylaşmak için benzer dile sahip varlıkları kovalarsınız. Böylece de ortaya yavaş yavaş nerd community’leri çıkmaya başlar. Bilimin ve teknolojinin getirdiklerini, politikanın ve tarihinkilerle çırpan, Harvard mezunları, kullandığınız programların ardındaki dahi coder’lar, tüm bu bilgi edinme aşamasında zihinlerindeki merakı söndürmeye çalışırken, sanmayın ki evlerinden başka gidecek yerleri yoktur.
DOYMAK BİLMEYEN ZİHİNLER VE BİLGİ TAKINTISI
Bilgi obsesifi insanların da sosyal hayata dair oldukça özgün eğlence metodları vardır. Onları birbirine bağlayan kültürel elementler her ne kadar popüler olanın dışında kalsa da, dillerinin benzerlikleri ve düşünme metodlarının ortaklığı, eğlence anlayışlarını da yaratıcı bir platforma sürükler.
Bunlardan en özgün ve bilindik olanı Demo Scene partileridir. Programlama uzmanlarının, büyük bir alana bilgisayarları ile teşrif etmeleriyle başlayan eğlence anlayışlı tüm gece boyunca tüketilen oyunlar ve icad edilen video-müzik gösterlerini kapsar. Çoğunlukla kadın sayısının azlığından yakınsalar da, kendileri gibi olanlarla bambaşka bir boyutun kapılarını aralayan nerd’ler, Amiga çağının başlangıcından beri scene aktivitelerini sürdürmekte ve her geçen yıl da bu aktiviteleri popüler rave’lerden farksız bir eğlenceye dönüştürmektedirler.
Gansta rap şiddet ve agresyonu kutlarken, geeksta rap coding yeteneklerini ve okul notlarını kutluyor.
Evlerinden çıkma yanlısı olmayan ve sokaklardaki onlarca saçma etkinliği reddeden ve anti-sosyal olduğu tahmin edilen bu takıntılı bilgi avcılarının aslında hiç de sanıldığı kadar izole bir yaşamları yoktur. Bilgi sahibi olma rantının yüksek olduğu iş hayatında başarının anahtarını yakalayanlar, bilgi arsızlıkları ile toplum içinde saygınlık sıralamasına tepeden girerler.
Nerd kategorisine dahil edebildiklerimizi, yine bir küme altında toplayacak belirli bir müzik anlayışından söz etmek pek mümkün değil. Ama bilgi depoları dolu olduğundan, dertlerini son bir kaç senedir Hip-Hop’a sığınarak anlatıyorlar. Do It Yourself felsefesi altında teknik imkanlarını kullanarak türeyen bu yeni nesil rap starları ise yaptıkları müziğe geeksta rap, nerdcore gibi isimler takıyorlar. Hawking’ten, Starwars’a uzanan hikayeleri ise basit bir isyankarlıktan çok, eğitici bir anlam taşıyor. Rap parçalarında bahsedilenler silahlar yerine, java ve güvenli şifreleme algoritmaları oluyor. Gansta rap şiddet ve agresyonu kutlarken, geeksta rap coding yeteneklerini ve okul notlarını kutluyor.
Nerdcore terimi ilk kez 2000’li yıllarda, kocaman gözlükleri ve takım elbisesiyle sahnelere adımını atan çizgi roman delisi MC Frontalot tarafından ortaya atıldı. Sözlerini “Lord of the Rings” ve mühendislikten ödünç olan MC Frontalot, bilgisayar bilimleri labaratuarlarında birer makinaya dönüşenler için de “End of File” ve “Have to Code” gibi parçalar hazırlamaya koyuldu. Birer dijital gangstere dönüşen nerdcore icraatçıları da silahların yerine DOS ataklarını koydu.
İnternet iletişminin nimetlerinden sonuna kadar yararlanan ve bilgi paylaşımını kendilerine amaç edinen bu bilgi arsızları için yeni yeni ortaya çıkan nerdcore türü, bilgisayar başındakileri de uykularından uyandırdı. Saatlerini C++ başında geçirenler kendilerine MC Plus+ ismini vererek dijital kayıtlarına başladılar. Purdue Üniversitesi’nde Ph. D. yapan “CS Pimp”, ‘Algorhythms’ adında bir albüme “I’m encrypting shit like every single day; sending it across a network in a safe way; protecting messages to make my pay; if you hack me you’re guilty under DMCA.” diyerek imazsını attı. CS Pimp’in ardından matematik yeteneklerini rap’le anlatan 25 yaşındaki Monzy, kısa zamanda oyun yarışmalarında sahne almaya başladı. Rap’in doğasındaki karşılıklı atışma ise, kodlarla ve Star Wars fanatikliği ile bu yeni yetme geeksta’lar arasındaki en keyifli aktiviteye dönüştü. Bu yeni alt kültürün kendi dilleriyle yazıldığını görenler ise büyük bir nerdcore hayran kitlesine dönüşmeye başladı. Californiya Üniversitesi öğrencilerinden Henry Lin sıkı bir nerdcore takipçisi olarak aldığı keyifi şöyle ifade ediyor; “Sözler inanılmaz esprilerle dolu. Yıllardır kafa patlattığımız bilgisayarlar hakkında incelikle yazılmış sözler var. Yalnız olmadığımız ve birilerinin de bizim gibi bunlara kafa yorduğunu görmek çok eğlenceli.”
“50 Cent’in dans klüpleri ve oral seksi varsa, bizim de inanılmaz video kartlarımız var.”
Nerdcore alt kültürünün süperstarı MC Frontalot, bu yeni kültür içinse “50 Cent’in dans klüpleri ve oral seksi varsa, bizim de inanılmaz video kartlarımız var.” diyerek bir yandan da yıllardır süregelen Ganstarap kültürünü eleştiriyor. Siyah çerçeveli gözlükleri ve eğreti kravatıyla sahnede saf bilgiyi rap’in esprili ve agresif dilini kullanarak sunan MC Frontalot, grup arkadaşlarını da oyuncu nerd, teknik nerd olarak tanımlıyor.
Çıktığı günden bu yana bir virüs gibi büyüyen nerdcore kültürünün, biraz araştırdığınızda akıllara durgunluk verecek kadar büyüdüğünü görebilirsiniz. MC Frontalot, MC Chris, MC Hawking gibi başı çeken geeksta’ların yanısıra, her geçen gün bilgisayarlarına dizdikleri beat’lerin üzerine yeteneklerini konuşturanların sayısı da katlanarak artıyor. Herhangi bir profesyonellik arayışında olmayan nerdcore çılgınlığı, henüz Türkiye’de varlığını göstermese de, virütik özelliği ve internet çılgınlığı sayesinde kısa zamanda bünyelerimizi ele geçireceğe benziyor.
Top Tracks: